Leontsini Maria
Chatziioannou Maria-Christina
Balta Εvangelia
Γλώσσα
Türkçe
Ημερομηνία
17/02/2015
Διάρκεια
80:20
Εκδήλωση
Sismanoglio Megaro konuşmalar
Χώρος
Sismanoglio Megaro, Istanbul
Διοργάνωση
Γενικό Προξενείο της Ελλάδας στην Κωνσταντινούπολη
“Bizans ve Osmanlı İstanbul'unda "Κöylü" ve "Κentli" yemekleri” (Evangelia Balta)
Bugün dinleyeceğiniz iki sunum bir hazırlık süreci olarak, hazırlanıp bitmiş bir ürün olarak, ve insanlar arası ilişkileri ve dostluğu pekiştirme fırsatı olarak yemek ritüeli hakkında olacak. Yunancada συντροφικότητα (syntrofikotita), bir insanın başkaları ile yemek yemesi anlamına gelir; ve geç dönem Latincesi’ndeki Compagno yani “beraber” ve panis yani “ekmek” kelimelerinin birleştirilmesinden müteşekkil bir kelimenin Yunanca’ya çevrilmesi ile ortaya çıkmıştır.
Bizans mutfağı hakkında son yıllarda yaptığı araştırmalarda yeni sonuçlara ulaşan Maria Leontsini, bilinen az sayıdaki Bizans dönemi tarifinden yola çıkarak, bize Anadolu mutfağının Bizans yemek kültürü üzerindeki etkisini anlatıyor. Antik Yunan ve Roma geleneğinin üzerinde yükselen Bizans yemek kültürünün, yoğun ilişkiler halinde olduğu Arap dünyasından ve Arap dünyasının içine doğmuş olduğu Ortadoğu kültüründen etkilenmiş olması çok doğaldır. Bizans, Arap ve Hindistan arasındaki mutfak kültürü ile ilgili bağlantılar, bize, dar anlamıyla sadece yemek üzerine değil, dinin sosyal/kültürel yaşam üzerindeki etkisi hakkında da bilgiler verir.
Maria-Christina Chatziioannou ise 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’ndaki yemek alışkanlıkları üzerine konuşuyor. Chatziioannou, 3 farklı etnik ve dini cemaatten örnekler seçiyor: bir Ortodoks işadamı ve banker olan Andreas Syggros; İstanbul’un Sefarad cemaati üyesi bir banker olan Camondo ve Müslüman bir öğretmen olan Said Bey. Chatziioannou, bu üç kişinin üyesi olduğu “millet”in mutfak kültürünün temel noktalarını gözler önüne seriyor.
Maria Leontsini
Bizans, Hint ve Sarazen Yemekleri: Bizans ve Arap Beslenme Alışkanlıklarına Bir Bakış (Özet)
Bizanslıların beslenme alışkanlıkları üzerine çalışırken, yemeklerin, tatlıların ve aromalı içeceklerin hazırlanmasında Doğu’dan gelen ürün ve tatların kullanıldığını görürüz. Doğu mutfağının Bizans mutfağına etkisine dair sürdürdüğümüz araştırma, Romalı geçmişlerinden gelen bazı alışkanlıklardan dolayı Bizanslıların zaten bu mutfakla tanışık olduklarını gösteriyor. Ancak yerel sınırlarla belirlenmiş olan farklılıkların Bizans beslenme ve gastronomi pratiklerine hâkimiyet kurduğu görülmektedir. Günümüze kadar ulaşan Bizans yemek tariflerinin sayısının oldukça az, malzeme miktarlarının ise detaylarıyla aktarılmamış olmasına rağmen, baharatların ve çeşitli aromatik maddelerin vazgeçilmez unsurlar olduğu aşikârdır. Bizans ve Arap dünyasının yemek tariflerinde, ortak unsurlar olduğu kadar, nesnel koşullardan (iklim, yerel üretim imkânları vb.) yahut bazı besinlerin temiz olmadıklarını idddia eden beslenme modellerindeki ayrımlardan dolayı farklılıklar göstermektedir. Baharatlar yahut şekerin yanı sıra, bazı turunçgiller ve patlıcan ve ıspanak gibi bazı sebzeler, Doğu’dan ithal edilmiş ve 11. yüzyıldan sonra daha geniş bir tüketim alanına kavuşmuştur; bu da Doğu’nun sürekli olarak gelişim gösteren Bizans mutfağına yaratıcı katkılarını göstermektedir.
Maria-Christina Chatziioannou
Levantın Burjuvazisi: Syggros, Kamondo ve Said Bey’in gündelik alışkanlıkları ve damak tatları (Özet)
Bu sunuş, 19. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar İstanbul’da yaşayan üç burjuva adamın hikâyelerini karşılaştırmalı olarak ele alacaktır. Bu üç burjuva adama –bir Rum banker, bir Yahudi tüccar ve bir Müslüman-Türk öğretmen– dair bibliyografyayı sunarak başlayacağım. Üçü de Galata bölgesinde yeşermiş olan kendine özgü bir Avrupalı dünyanın karışımını temsil etmektedir. Ticari ve bürokratik burjuvazi kökenli bu üç şahıs, İstanbul’da, Tanzimat döneminde (1839-1876) modernleşme sürecini şekillendirenler arasındadır. Osmanlı Batılılaşması ağırlıklı olarak fikirler, kurumlar ve ekonomi üzerinden incelenmiş, kültürel ve ideolojik alanlarla ilişkilendirilmiştir. Buna ek olarak Batılılaşmayı İstanbul’un elit-burjuvazisinde hane halkının materyal kültür ve beslenme alışkanlıkları, moda ve Avrupa dillerine hâkimiyet şeklindeki kültürel kaynaklar üzerinden de okuyabiliriz. Dolayısıyla birbirinden ayrı gibi gözükse de –Syggros ve Kamondo gibi– ticaret kökenli burjuvazi ile –Said Bey gibi– bürokrasi kökenli burjuvazi arasında gündelik yaşam alışkanlıkları, yaşam standardı mevzubahis olduğunda ortak özellikler ve pratikler bulunmaktaydı. Davetlerin ve yemeklerin organizasyonu, konuk seçimi, sofra görgüsü dinsel –Ortodoks Hıristiyan, Yahudi yahut Müslüman– ananelerine olduğu kadar, yeni ortaya çıkmakta olan modern kamusal ve özel alana da uygun hale getiriliyordu. Mutfaklarının –koşer ve domuz eti her sofrada kullanılmasa bile– ortak damak tatları, ortak malzemeler ve yemek tarifleri içerdiğini pekâlâ belirtmek mümkün olabilir. Söz konusu damak tadı olduğunda neyin ‘Osmanlı,’ neyin ‘Avrupalı’ olduğunu ayırt etmek zorlu ve ilgi alanım dışındadır; bunun yerine İstanbul burjuva elitlerinin yemek kültürüne neyin uyarlandığı ve tüketildiğine odaklanıyorum.
Maria Leontsini, Yunanistan Milli Araştırma Enstitüsü’ne bağlı Tarihsel Araştırmalar Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yapmaktadır. Yanya Üniversitesi Tarih ve Arkeoloji Bölümü’nde eğitim görmüş (1986), DEA Paris-I Üniversitesi’nde Bizans Tarihi üzerine yüksek lisansını (1988), Atina Üniversitesi’nde ise aynı konuda doktorasını tamamlamıştır (2001). Aynı enstitünün Bizans Kürsüsü’nde “Bizans’ta Gündelik ve Sosyal Yaşam” adlı araştırma programının katılımcılarındandır. Bizans toplumuna dair meseleler, Bizans’ta gündelik yaşamın ve materyal kültürün muhtelif alanları çalışma konuları arasındadır. Bizans tarihine yönelik çeşitli ulusal ve uluslararası çalışmalara katılmıştır. Son zamanlarda Bizans döneminde Akdeniz’de beslenme kültürüne dair konularla ilgilenmekte, çeşitli seminerlerde ve akademik konferanslarda tebliğler sunmaktadır. Konuyla ilgili bir kitabı vardır, ayrıca derleme çalışmalar ve akademik dergilere yazdığı makaleleri diğer eserleri arasındadır.
Doktorasını 1989 yılında modern tarih dalında Milli Capodistrian Üniversitesi’nden alan Maria Christina Chatziioannou aynı okulda tarih (1973-1979) ve Roma’daki Sapienza Üniversitesi’ne bağlı Scuola di Perfezionamento di Storia e Mediovale e Moderna’da İtalyan tarihi (1978-1980) okudu. Şimdilerde Tarihsel Araştırma Enstitüsü ve Milli Helenik Araştırma Vakfı’nda araştırma yöneticisidir. Chatziioannou, Atina ve Girit Üniversiteleri ile EHESS’te toplumsal ve iktisadi tarih alanlarında lisans ve yüksek lisans dersleri verdi. 2010-2014 yılları arasında Yunan İktisadi Tarih Derneği’nin başkanlığını yürüttü. Ticaret odaları, müteşebissler, ticari ağlar, perakendecilik, Yunan yerleşimlerinin tarihi ve İtalyan tarihyazıcılığı (18-20. yüzyıllar) hakkında yayınlar yaptı.
http://www.eie.gr/nhrf/institutes/inr/cvs/cv-chatziioannou-en.pdf
Maria Christina Chatziioannou, (PhD. Modern History 1989, Department of History and Archeology-National Capodistrian University), studied History at the same university (1973-78) and Italian history at the Scuola di Perfezionamento di Storia Medioevale e Moderna, Universita di Sapienza, Rome (1978-80). She is Research Director at the Institute for Historical Research/ National Hellenic Research Foundation. She has taught graduate and undergraduate courses on social and economic history at the Universities of Athens, Crete and the EHESS. She is president of the Greek Economic History Association (2010-14). She has published on merchant houses and entrepreneurs, commercial networks, retailing, history of Greek settlements, Italian historiography (18th-20th c.).
http://www.eie.gr/nhrf/institutes/inr/cvs/cv-chatziioannou-en.pdf
Εvangelia Balta was born in Kavala in 1955. She studied in the History Department of the Aristotle University of Thessaloniki (1973-1977) and, thanks to a scholarship from the Alexandros S. Onassis Public Benefit Foundation, went on to study at the Sorbonne (Paris I-Sorbonne) and the Ecole Pratique des Hautes Etudes IV Section in Paris (1980-1983). She received her doctorate in Ottoman History in 1983. She worked in the Historical Archive of Macedonia (Thessaloniki, 1979), at the Centre for Asia Minor Studies (1978, 1984-1987) and taught at the Ionian University during the first two years after its foundation (Corfu, 1985-1987). Since 1987 she has worked at the National Hellenic Foundation for Scientific Research.
Her interests revolve around subjects related to economic and social history during the Ottoman period, as well on the history of Hellenism in Asia Minor. In addition to her commitment to various programs at the National Hellenic Research Foundation, she has also served as a scholarly advisor for the Museum of the Olive and Greek Olive Oil in Sparta, the Museum of Industrial Olive-Oil Production in Lesvos, and the Museums of Wine at the Ktima Hatzimichalis and the Ktima Gerovassiliou (Epanomi). She was academic supervisor for the restoration of the Kayakapi neighborhood (Project Kayakapı) in Ürgüp, Turkey (2003-2008). She has been invited to teach seminars for groups of graduate students by universities in Greece and abroad. Since 2011 she has taught at the Intensive Ottoman and Turkish Summer School held by Harvard University's Department of Near Eastern Languages and Civilizations (Cunda Adası-Ayvalik). She is a founding member of the planning committee of ΟΙΝΟΝ ΙΣΤΟΡΩ (History of Wine), a scholarly group which has organized seven conferences on subjects related to wine and wine production (2000-2008). Since 2008 she has organized Ιnternational Conferences on Karamanlidika Studies. She is a member of editorial committees in historical journals in both Greece and Turkey.