Thys-Senocak Lucienne
Yilmaz Fikret
Balta Εvangelia
Γλώσσα
Türkçe
Ημερομηνία
15/11/2014
Διάρκεια
85:03
Εκδήλωση
Sismanoglio Megaro konuşmalar
Χώρος
Sismanoglio Megaro, Istanbul
Διοργάνωση
Γενικό Προξενείο της Ελλάδας στην Κωνσταντινούπολη
Dionysos’un Armağanları: Doğu Akdeniz’de Bağcılık ve Şarap Kültürü
Anadolu her daim bağcılık ve şarap üretiminin merkezlerinden olmuştur. Anadolu’nun bir yanında Nuh’un ilk asma yaprağını ektiğini, diğer yanında ise Efsanevi Dionysos’un Frigya’dan çıkıp zengin armağanlarını tüm dünyaya yaydığını söyleyen mitler gerçeklere de işaret etmektedir. Asma yapraklarına ve şaraba dair –arkeolojinin ve tarihin bize aktardıklarını özetleyen– bu binlerce yıllık geleneğiyle Anadolu, Akdeniz’in doğu havzasının bu kutsal ve biricik ürününün doğum yeri olarak öne çıkar.
Yunanistan Milli Araştırma Enstitüsü’nün Osmanlı Çalışmaları Programı ve Sismanoglio Megaro tarafından 15 Kasım 2014’te düzenlenen toplantıda bu tarihin ve kültürün bir kısmı konuşmacılar tarafından ifade edilmişti. Lucienne Thys-Şenocak’ın konuşması, tarihçiler ile bağcılık ve şarap uzmanları arasındaki işbirliğinden çıkan interdisipliner araçları ve buluşları sunmaktaydı. Ayrıca arkeoloji ve genetikte son dönemde yapılan araştırmalara değinerek Türkiye’deki kültürel manzarayı ve kültür rotalarını açıklamaktaydı. Fikret Yılmaz ise, Osmanlı belgelerine dayanarak, Osmanlı İmparatorluğu’nda şarap tüketimine, meyhanelere, meyhanelerin faaliyetlerine dair yasalara, bulundukları yerlere, müşterilerine, Hıristiyan ve Müslüman meyhane sahiplerine değinmekteydi. 16. ve 17. yüzyılda şarabın nasıl kabul gördüğünü ifade etmekteydi.
Lucienne Thys-Şenocak: Türkiye’de Kültürel Miras ve Bağcılık
Bağcılık ve şarapçılık hem Türkiye’nin hem de Türkiye’yi çevreleyen şarap-üreticisi ülkelerin tarihinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu konuşma, üzüm yetiştiriciliğinin ve şarap üreticiliğinin Türkiye’nin kültürel mirasında asırlar boyunca kapladığı önemli yere değinecektir. UNESCO Dünya Mirası Örgütü ve Avrupa Kültürel Rotalar Enstitüsü gibi uluslararası kültürel miras oluşumlarının, nasıl bağları bir kültürel miras alanı, şarap-üretimine dair faaliyetleri de dokunulamaz miras olarak gördüğünü irdeleyeceğiz. Ve kültürel peyzaj ve kültürel rota şeklinde iki kültürel miras aracı ve onların Türkiye’deki kullanımına dair bir tartışma yürüteceğiz. Son olarak, son dönemlerde arkeoloji ve genetik alanındaki araştırmalara değinilerek, bu alanlardaki yeni buluşların Türkiye’deki şarap mirasına dair algımızı ne derece etkilediği ifade edilecektir.
Fikret Yilmaz: 16. ve 17. Υüzyıllarda Meyhanelerin İşlevi. Değişim ve Şarap Yasakları
İmparatorluk yönetiminin genel olarak alkollü içkilere, özel olarak şarap tüketimine yaklaşımı ve meyhanelerin işlevi hakkındaki düzenlemelerini anlamaya çalışmak, Osmanlı tebaasının hayatı ve yönetim ile kurduğu ilişkiyi tartışabilmek bakımından verimli bir çalışma alanı. Çünkü, Osmanlı hukuku, Hıristiyanların içki tüketimine imkan tanırken ve buna göre düzenlemeler yapmayı ihmal etmemişken, toplumun diğer yarsını oluşturan Müslüman ahaliye bunu yasaklayan bir yaklaşım sergiliyordu. Meyhaneler ise hem Hıristiyan ahalinin şarap temin edebilmesi için kullanılan bir depo/ambar gibi çalışıyor hem de aynı zamanda buradan dağıtılan şarabın vergilendirilmesi işlevi görüyordu. Ancak meyhanelerin 16. Yüzyıl ortalarından itibaren eski işlevleri yanı sıra “oturulan ve zaman geçirilen” mekanlara dönüşmesi ve bunun sancılı bir süreç içinde gerçekleşmesi, kahvehaneler ile birlikte ortaya çıkan yeni kamusal mekanlar olarak adlandırmaya imkan vermektedir. Bu süreç uzun sürdü ve Kanuni Sultan Süleyman, III. Murat, I. Ahmet, II. Osman ve IV. Murat zamanlarında (kabaca 1550-1640) meyhanelerde oturulup zaman geçirilmesine ve devletin icraatlarının eleştirilmesine yönelik muhalefet merkezleri olmasını engellemeye yönelik önlemler alındı. Konferans hem bu yasakların amacını hem de şarap ve meyhane tartışmalarını anlamaya çalışırken, meyhane, kahvehane, bozahane, şarap, boza, kahve ve tütün aracılığıyla yeni toplumsallaşma biçimlerini 16. Yüzyılın ikinci yarısında başlayan toplumsal değişimi izlemeye çalışacak.
Εvangelia Balta was born in Kavala in 1955. She studied in the History Department of the Aristotle University of Thessaloniki (1973-1977) and, thanks to a scholarship from the Alexandros S. Onassis Public Benefit Foundation, went on to study at the Sorbonne (Paris I-Sorbonne) and the Ecole Pratique des Hautes Etudes IV Section in Paris (1980-1983). She received her doctorate in Ottoman History in 1983. She worked in the Historical Archive of Macedonia (Thessaloniki, 1979), at the Centre for Asia Minor Studies (1978, 1984-1987) and taught at the Ionian University during the first two years after its foundation (Corfu, 1985-1987). Since 1987 she has worked at the National Hellenic Foundation for Scientific Research.
Her interests revolve around subjects related to economic and social history during the Ottoman period, as well on the history of Hellenism in Asia Minor. In addition to her commitment to various programs at the National Hellenic Research Foundation, she has also served as a scholarly advisor for the Museum of the Olive and Greek Olive Oil in Sparta, the Museum of Industrial Olive-Oil Production in Lesvos, and the Museums of Wine at the Ktima Hatzimichalis and the Ktima Gerovassiliou (Epanomi). She was academic supervisor for the restoration of the Kayakapi neighborhood (Project Kayakapı) in Ürgüp, Turkey (2003-2008). She has been invited to teach seminars for groups of graduate students by universities in Greece and abroad. Since 2011 she has taught at the Intensive Ottoman and Turkish Summer School held by Harvard University's Department of Near Eastern Languages and Civilizations (Cunda Adası-Ayvalik). She is a founding member of the planning committee of ΟΙΝΟΝ ΙΣΤΟΡΩ (History of Wine), a scholarly group which has organized seven conferences on subjects related to wine and wine production (2000-2008). Since 2008 she has organized Ιnternational Conferences on Karamanlidika Studies. She is a member of editorial committees in historical journals in both Greece and Turkey.